Türkiye ile Kore arasındaki ilişkiler siyasi, kültürel ve ekonomik açıdan oldukça iyi durumdadır.
Kültür, coğrafya ve inanç alanlarındaki mesafelere rağmen, Türkiye’nin Kore Savaşı sırasında Kore’ye
verdiği destek, iki ülke arasındaki sıcak ilişkilerin temelini oluşturmuştur. İki ülke arasındaki
diplomatik misyonlar, çeşitli seviyelerdeki resmi ziyaretler, özel sektördeki geniş ticaret ağları ve
turizm sektöründeki karşılıklı ilgi, bu ilişkiyi güçlendiren ve geliştiren unsurlar olarak öne çıkmaktadır.
Ayrıca, iki ülke arasındaki diplomatik ilişkiler 2012 yılında stratejik ortaklık seviyesine yükseltilmiş ve
her iki ülkenin ulusal meclislerinde karşılıklı dostluk grupları kurulmuştur
Kuzeydoğu Asya’nın merkezinde yer alan Kore Yarımadası, batıda Çin ve doğuda Japonya
arasında yer alıp, 33-43 derece kuzey enlemleri arasında bulunmaktadır. Kore Yarımadası, güneyden
kuzeye 950 km uzunluğunda ve 540 km genişliğinde olup, Güney Kore’nin toplam yüzölçümü
100.364 km²‘dir. Kıtaya bitişik kuzey tarafı dışında üç tarafı denizlerle çevrili olup, yüzölçümünün
%30’u düz arazi, %70’i ise dağlıktır.
Kore’nin ekilebilir toprakları oldukça sınırlıdır. Ülke geniş ormanlık alanlara ve deniz
kaynaklarına sahiptir. Ormanlık alanlar genellikle ticari amaçlarla kullanılmaktadır. Kore, doğal
kaynaklar açısından fakirdir. Ülke ekonomisinin bel kemiği olan sanayi için gerekli demir, çelik, petrol,
kömür gibi temel madenler genellikle ithalat yoluyla temin edilmektedir.
Kore de Türkiye gibi 3 tarafı denizlerle çevrili bir yarımadadır. Bu nedenle bu ülke çevresindeki
denizler ve adalar geçmiş yıllarda Türkiye’de de olduğu gibi paylaşılma konusu olmuştur.
Anadolu ve Yunanistan Yarımadası arasında bulunan Ege denizi üzerindeki irili ufaklı 3000
kadar ada ve adacıklar Türkiye ve Yunanistan arasında 1970’lerin ikinci yarısından itibaren kapsamı
genişleyen bir biçimde siyasi bir sorun hâline gelmiştir. Birçok anlaşma ile beraber adalar üzerinde
kararlar alınmıştır. Bu konu hala iki ülke arasında konuşulmaktadır.
Japon Denizi‘nin ortasında, Japonya ve Kore arasında, neredeyse eşit mesafede, iki önemsiz
gibi görünen kayalık ada yükselir. Korece’de ‘yalnız ada’ anlamına gelen Dokdo, II. Dünya Savaşı’ndan
sonra da korumuş olan bir yer olup, Koreliler için bu adayı muhafaza etmek çok önemlidir. Değişken
deniz havası nedeniyle bu kayalık adalar yalnızca yaz aylarında ziyaret edilebilmektedir. Hava şartları
uygun olursa, turistler belirlenen 30 dakika boyunca adayı keşfedebilirler; ancak halka açık olan tek
kısım, doğu adasındaki küçük yapay iskeledir. National Geographic kanalına röportaj veren bir turist,
“Bir Koreli olarak, hayatımızda bir kez olsun buraya gelmek istedik,” demiştir.
Güzelliğiyle bilinen bu ada da Japonya ve Kore arasında anlaşmazlıklara neden olmuştur.
1500 yıl öncesindeki ilk kore krallığı şu anki Ulleungdo ve Dokdo adalarını kapsamaktadır. Kurtulan en
eski kaynaklara göre istilalara ve saldırılara rağmen eski Kore insanları bu yabancı istilalara karşı
adaları korumuşlardır. Ayrıca bu kaynaklarda Kore ile Japonya arasındaki sınır çizim haritasına
bakıldığı zaman bu adaların Kore sınırında kaldığı da görülmektedir.
Kore devleti bu adaları uzun yıllar boyunca korumak ve bu adaların hikayesini doğal
güzelliğini göstermek için birçok çalışma yapmıştır. Her yıl birçok turist bu adaları ziyarete gelip
adaların tarihi hakkında bilgiler öğrenmekte ve Kore tarihine ve kültürüne daha çok ilgi duymaya
başlamıştır. Ben de bu fırsatla adaları ziyaret edebildim ve hayatta bir kere yaşanabilecek bir tecrübe
edinmiş oldum. Türkiye de son yıllarda Ege Adalarına turlar düzenlemekte ve 2024 Mart ayından
itibaren vize gerekmeksizin iki ülke arasındaki belirli adaları Türkiye’den çıkarak gemi turu ile ziyaret
edebilmek mümkündür. Ülkelerin çabaları sonucunda bu tür seyahatler kolaylaşmış ve birçok kişi için
bu güzel adalar gezilebilecek görülebilecek bir yer haline gelmiştir.
Yelda Asgari
