BETAK-Pop grupları profil arşivimiz yayında! K-Fandom Sanatçı Arşivi
K-PopRöportaj

BTS RM İspanya EL PAÍS Röportajı “70 yıl önce hiçbir şey olmadığı için Kore’de bu kadar çok çalışıyoruz”

7 dakika okuma süresi

BTS grubunun lideri RM: ” 70 yıl önce hiçbir şey olmadığı için Kore’de bu kadar çok çalışıyoruz” Güney Koreli rapçi İspanya’da ilk solo albümünü tanıtıyor ve K-pop başarılarının bedeli, ülkesinin geçmişi ve sanat koleksiyonculuğu üzerine konuşuyor

Kim Nam-joon (Seul, 1994) birkaç gün önce Bilbao sokaklarında bir grup hayranının kendisini tanımasına gerçekten şaşırmış görünüyor. “Dünyanın öbür ucundaki küçük şehirlerde fark edilmeyebileceğini düşünmek istiyor insan…” diyor RM olarak tanınan ya da daha çok dolu dolu 10 yıl içinde Bilbao da dahil olmak üzere küresel müzik endüstrisindeki tüm rekorları kıran K-pop grubu BTS‘in lideri olarak bilinen rapçi.

Geçtiğimiz yaz grubun yedi üyesi solo projeler geliştirmek ve Kore’de zorunlu askerlik görevlerini yapmak üzere bir süre ara verdiklerini duyurdu. Sadece Instagram’da 72 milyon olan hayranları ARMY, 2025’te yeniden bir araya gelecekleri günü sabırsızlıkla bekliyor. RM kendisinin de aynı heyecanı taşıdığını belirtiyor.

RM Aralık ayında çıkan Indigo albümünü tanıtmak ve Guggenheim, Thyssen ve Prado müzelerini, Barselona’daki Picasso Vakfı‘nı ziyaret etmek için İspanya’ya geldi… Rapçi, “Tonlarca Goyas tablosu gördüm ve El Greco’nun gözlerine vuruldum, ama ben Las Meninas’a sadık kalacağım” diyor. Bu amatör koleksiyoncunun albümünün ilk parçası, soyut ressam Yun Hyong-keun‘un şerefine Yun adını taşıyor. “Ona Asyalı Rothko diyorlar, ama beni ilgilendiren onun hayatı: Japon işgaline, savaşa tanık oldu, hükümet tarafından işkence gördü, ama asla pes etmedi. Onun eserlerinde öfke, üzüntü, karmaşıklık ve güzellik görüyorum…

Şarkı, “Fuck the trendsetter / I’m going back to when I was 9 / when I was more human” (S*keyim trend yaratanları / dokuzuma dönüyorum ben / daha beşer olduğum yaşıma) dizeleriyle başlıyor. K-pop’un olağanüstü başarısı sanatçıyı insanlıktan mı çıkarıyor? 

RM: Kariyerinize çok küçük yaşta ve bir grubun parçası olarak başlıyorsunuz. Birey olmak için çok fazla zaman yok, ancak K-pop’u öne çıkaran da bu: çok genç insanlar, bir yandan da çok sıkı çalışıyorlar… Sadece yirmili yaşlarınızda sahip olabileceğiniz bir enerji ortaya koyuyorsunuz. Koreografiyi, videoları, müziği mükemmelleştirmek için gece gündüz uğraşıyorsunuz ve sonra bir patlayış, bir Büyük Patlama gerçekleşiyor. Yirmili yaşlarımızdan otuzlu yaşlarımıza kadar tüm enerjimizi ve zamanımızı BTS‘e harcadık. Başarı, sevgi, etki, güç kazanıyorsunuz, peki ya sonra? Her şeyin özü hala aynı: müzik… Soru neydi?

Sistem insanlıktan mı çıkarıyor?

RM: Şirketim bu soruya cevap verme tarzımdan pek hoşlanmıyor, çünkü bunu kısmen kabul ediyorum ve sonra gazeteciler “bu korkunç bir sistem, gençleri yok ediyor!” diyerek yaygara koparıyorlar. Ama zaten sektörü böylesine özel kılan da kısmen bu. Ayrıca sözleşmeler, para ve eğitim açısından işler çok gelişti. Artık öğretmenler ve psikologlar var.

Koreli plak şirketleri sanatçılarına yıllarca eğitim veriyor. 2013’te BTS olarak çıkış yapmadan önce 16-19 yaşları arasındaki yaşıtlarınızla birlikte yaşadınız. Ailen bu konuda ne düşünüyordu?

RM: Annem iki yıl boyunca “Okula geri dön, okulda çok iyiydin, kendi yoluna git, üniversiteye git, müziği hobi olarak yap!” dedi… Ama geri dönmedim.

Stajyerlik döneminizden aldığın en büyük ders? 

RM: Dans etmek. Hiç beceremiyordum.

Peki stajyer olduğunda ne kaybettin? 

RM: Üniversite hayatını.

K-pop’taki bu gençliğe, mükemmelliğe ve aşırı çalışmaya olan düşkünlük… Bunlar Kore kültürüne ait özellikler mi? 

RM: Batı’daki insanlar bunu anlamıyor. Kore işgal görmüş, harap olmuş, ikiye bölünmüş bir ülke, daha yetmiş yıl evvel ortada hiçbir şey yoktu. IMF ve BM’den yardım alıyorduk. Ama şimdi tüm dünya Kore’ye odaklanmış durumda. Bu nasıl mümkün olabilir, nasıl oldu bu? Çünkü insanlar kendilerini geliştirebilmek için çok çalışıyorlar. Fransa’da ya da İngiltere’de, yüzyıllardır başkalarını sömüren ülkelerde yaşıyorsunuz ve bana gelip “Tanrım, kendinize çok yükleniyorsunuz, Kore’de hayat çok stresli!” diyorsunuz. Evet, öyle. İşler bu şekilde yürüyor. K pop’u bu kadar cezbedici yapan şeylerden biri de bu. Şüphesiz karanlık tarafları da var, çok hızlı ve çok yoğun bir şekilde gerçekleşen her şeyin yan etkileri elbette oluyor.

K-pop hakkındaki en büyük önyargı nedir? 

RM: Basmakalıp olduğu.

Kariyerinizi alternatif bir kulvarda ya da başka bir ülkede yapmış olsaydınız nasıl olurdu? 

RM: Sık sık çoklu evren üzerine düşünüyorum ve aklıma Doktor Strange’in öğretisi geliyor: Sizin evreniniz olabilecek en iyi evren, ötekilerini düşünmeyin. BTS üyesi olmaktan daha iyi bir şey yok.

Bu evreni hayal etmiş miydin peki?

RM: Kesinlikle hayır. Benim hayalim bir K-pop idolü olmak değildi. Rapçi ve ondan önce de şair olmak istiyordum.

Etkilendiğin isimler arasında Nas ya da Eminem gibi rapçiler, Radiohead ve Portishead gibi gruplar var ama erkek gruplarından hiç bahsetmiyorsun.

RM: The Beatles‘a da erkek grubu deniyordu… Bizimle kıyaslamıyorum, onlar her şeyin asıl sahipleri. Ama sanırım NSYNC ya da New Kids on the Block‘u kastediyorsun: çok hayranı olmasam da pop şarkılarını sevdiğim gruplar onlar… Beni etkileyen daha çok rap oldu: ritim artı şiir.

Hayran olduğun kişileri kıskandığını söylemiştin. Bir örnek verebilir misin? 

RM: Kendrick Lamar, tabii ki ve Pharrell Williams. Kendisi yaşayan bir efsane. Ben de öyle olmak isterdim, belki ileride. Bu yüzden resim yapmıyorum: Picasso ya da Monet‘yi kıskanmak çok abartılı olurdu.

Koleksiyon yapıyorsun, eserleri nasıl seçiyorsun?

RM: Sadece dört yıldır koleksiyon yapıyorum ve koleksiyonum değişiyor. Benim odak noktam 20. yüzyıl Kore sanatı. Ama bir Getty ya da Rockefeller değilim.

Bunu yatırım için yapmıyorsun o halde.

RM: İnan ki yapmıyorum. Yatırım yapmak isteseydim siyahi sanatçılardan, kadınlardan, yeni ortaya çıkan Endonezyalı sanatçılardan eserler alırdım… Hedefim önümüzdeki 10 yıl içinde küçük bir sergi alanı açmak çünkü Seul’ün yeni bir zevke sahip ama Kore mirasına da saygılı, aynı zamanda Roni Horn, Antony Gormley ya da Morandi gibi sanatçıları da bünyesine katmak istediğim bir yere ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.

Koleksiyoner olma hedefin var mıydı? 

RM: Eskiden oyuncak, pusetler ya da Takashi Murakami figürleri toplardım, sonra vintage kıyafetler, ondan sonra da mobilya. Mobilyada özellikle Charlotte Perriand ve Pierre Jeanneret‘yi [ikisi de Le Corbusier’nin ortakları] seviyorum ama favorim George Nakashima’dır.

Albümünde çok farklı türlerde şarkılar var, bazı eleştirmenler bunun tutarsızlık olduğunu düşünüyor, bazısı ise çok yönlülük…

RM: Bence “tür” kelimesi birkaç on yıl içinde ortadan kalkacak. R&B, Hyperpop, Jersey Club, UK Drill, Chicago Drill, K-pop! Bunların hiçbir anlamı yok. Müzik, insanları belirli ruh hallerine sokan frekansların bir bütünüdür.

“K-” etiketinden bıktınız mı?

RM: Spotify’ın hepimize K-pop demesinden bıkabilirsiniz ama işe yarıyor. Bu nitelikli bir etiket. Dedelerimizin ve ninelerimizin uğruna savaştığı kalitenin teminatı.

Albümünde Anderson Paak, Youjeen hatta ulaşılması zor Erykah Badu var, Badu’yu nasıl ikna ettin? 

RM: Kızı hayranımız olduğu için BTS’i biliyordu ama tabii bu yeterli değildi. Onu ikna etmem lazımdı. Ona Yun’un hikayesini içeren bir mesaj gönderdim ve neden onun ” kraliçeler kraliçesi sesine” ihtiyacım olduğunu açıkladım.

Şarkılarında bazen bir cümlenin ortasında İngilizce ve Koreceyi harmanlıyorsun, buna nasıl karar veriyorsun? 

RM: Farklı dillerdeki kelimeler farklı dokulara sahip; aynı mesaj, ama farklı bir fırça darbesiyle. Bana oldukça doğal geliyor. Enstrüman çalmıyorum, enstrümanım olarak sesimle beste yapıp melodiler oluşturuyorum ve şarkılarımın çoğu da kelimelerle başlıyor.

Ayrıca farklı kimliklerin oldu, genç bir rapçiyken Runch Randa’ydın, sonra BTS Rap Monster ve şimdi de RM. Gerçek ismini kullanmayı hiç düşündün mü? 

RM: [Gülüyor] Hepimizin bir geçmişi var, Kore’de de dediğimiz gibi karanlık bir mazi. Runch Randa bir rol yapma oyunundaki takma adımdı, sonra da bilirsiniz işte “rap canavarı” olmak istedim, ama zamanla olgunlaştım… Kendi ismimin mümkün olduğunca az kişi tarafından bilinmesini tercih ederim. John Lennon ya da Paul McCartney değilim, bir otele sessizce check-in yapabiliyorum ve bu hoşuma gidiyor.

Giyim tarzın da çok değişti. 

RM: Başta XXL tişörtler ve beyzbol şapkaları giyiyordum. Sonra yüksek kaliteli markalara yöneldim. Rap Monster da olduğu gibi sadece siyah ve beyaz giymeye başladım [gözlerini devirip omuzlarını silkiyor]. Artık zamansızlıktan yanayım, trendleri geride bıraktım, vintage kotlar, pamuklu tişörtler ve “Bakın, ben buradayım!” diye bağırmayan doğal şeyler arıyorum.

Söylentilere göre Bottega Veneta ile işbirliği yapacakmışsın, Milano’daki defilelerine davet edilmişsin. 

RM: Çok isterim. Her ne kadar markalara, moda haftalarına ve Pantone’un sürekli değişimine olan ilgimi kaybetmiş olsam da… Bottega farklı, logo kullanmıyorlar, kumaş ve deri ile bir geçmişleri var, Instagram’ları bile yok, geçici heveslerin ötesindeler.

Bir hayran ordusunu peşinden sürüklemek ağır mı?

RM: Tanınmadan hiçbir yerde yürüyemiyorsunuz ve tabi tutulduğunuz standartlar ağır geliyor. “Ah, keşke normal biri olsaydım!” gibi zavallı bir tavır takınmak yerine olgunlaşıp bununla başa çıkmak zorundasınız. Bakın, şöhretin bir kaya olduğunu düşünmek istiyorsanız, kesinlikle kahrolası bir kaya; ama bana aradığım şeyi verdi: mümkün olduğunca hızlı bir şekilde itibar ve finansal özgürlük elde etmek, listeler hakkında endişelenmeden istediğim müziği yapmak… Henüz endişelerden %100 arınmış değilim ama dışarıdaki gürültüye değil, içerideki gürültüye odaklanmaya çalışıyorum.

Otuzlu yaşlarınla nasıl yüzleşiyorsun?

RM: Hiç bu kadar kafa karıştırıcı bir süreç yaşamamıştım. On yıl boyunca BTS’in lideriydim, çok istikrarlı ve eğlenceliydi, hep yukarıya doğru ilerliyordu. 2023’te profesyonel ve kişisel olarak pek çok şey değişti, ama bunları anlatamam. 30’uma merdiven dayamışken kendimi 20 yaşındaki halimden daha çok seviyorum. Şimdi bir buçuk yılımı her Koreli erkeğin yaşamı için çok önemli olan askerlik hizmetini yaparak geçireceğim. Sonrasında sonra farklı bir insan olacağıma eminim, umarım daha iyi ve daha bilge bir insan olurum.

kaynak


316 gönderi

Yazar bilgisi
Kore magazin içerikleri çeviriyorum.
Makale

İlgili İçerikler
HaberK-Pop

Lee Je Hoon, İskemik Kolit Teşhisi ile Ameliyat Oldu

1 dakika okuma süresi
Lee Je Hoon, 1 Ekim gecesi şiddetli karın ağrısı nedeniyle hastaneye kaldırıldı. İskemik kolit teşhisi konulan oyuncu, 2 Ekim sabahı erken saatlerde…
HaberK-Pop

KINGDOM'ın Tartışmalı Albüm Tasarımı Nedeniyle Ajans Özür Diledi

1 dakika okuma süresi
KINGDOM‘un ajansı GF Entertainment, KINGDOM‘un yedinci mini albümünün kapak tasarımıyla ilgili tartışmaların ardından resmi bir özür yayınladı. Başlangıçta 21 Eylül’de ön siparişe…
HaberK-Pop

BLACKPINK üyeleri kendi ajanslarını kurdu, YG Entertainment yorum yapmaktan kaçındı

1 dakika okuma süresi
BLACKPINK üyelerinin sözleşmeleriyle ilgili yeni haberler ortaya çıkmaya devam ediyor. News1’in 25 Eylül’de yaptığı habere göre, Jennie ve Jisoo kendi bireysel ajanslarını…

Giriş yap

Kayıt ol

Şifre sıfırla

Lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin, e-posta yoluyla yeni bir şifre oluşturmanızı sağlayacak bir bağlantı alacaksınız.